Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Roswellin Sırrı Roswell'de çözülür ''Devam''

Aşağa gitmek

Roswellin Sırrı Roswell'de çözülür ''Devam'' Empty Roswellin Sırrı Roswell'de çözülür ''Devam''

Mesaj tarafından Admin Ptsi Ara. 23, 2013 10:47 pm

Ve UFO babası Friedman geliyor...
Ordunun bu "hava balonu" açıklaması uçan fincan tabağı heyecanını bitirmiş ve disk hakkındaki bütün konuşmalar durmuştu. Gazeteler, yetkililer, Milli Güvenlik hatta Roswell halkı bile artık olayla ilgilenmiyordu. Bu olaydan sonra 30 yıl boyunca Roswell olayı bir daha anılmadı. Ve sonra New Brunswick'den Fredericton ve Kanada'dan Stanton T. Friedman Roswell'i yeniden keşfettiler. Friedman doktor ünvanına sahip olmamasına rağmen nükleer fizikçi olarak Westinghouse'daki General Electric'te ve başka şirketlerde çalışıyordu. Boş kalan zamanlarını ise tamamıyla uçan dairelerle ilgili konuları okumaya ayırıyordu, buna ünlü "Blue Book Projesi"de dahildi. Bu proje Hava Kuvvetleri'nin 1952'den 1969'a kadar UFO'larla ilgili yaptığı resmi araştırmayı ve sonuçlarını açıklıyordu. Friedman "Uçan fincan tabakları gerçektir" adlı konuşmasını 600 kolejde ve bir çok uzmanın bulunduğu toplantılarda sundu. Kendisi hiçbir zaman "uçan daire" görmemesine rağmen UFO hikayeleri anlatan insanlara çok büyük destek oluyordu. Konuşmalardan sonra onu arıyorlar ve bilgilerini onunla paylaşıyorlardı. Bu kaynaklardan 17 yıl boyunca bilgi topladıktan sonra Friedman, kendi kendini nitelendirerek Roswell olayının reklamcısı ve hatta sunucusu olmuştu. Kendilerini tanık olarak gösteren birkaç kişi bulmuştu ve şu an hala Roswell UFO'sunun devletin en yüksek yerleri tarafından gizlendiğine emin. Bu iddialara tabii ki devlet tarafından daima itiraz edildi.Sonuna kadar inkar politikası gelişen dünyanın bir sabiti olarak kabul görmüştü.
''Dünyaya geldi ama dünyadan gelmedi..."
Friedman ilk önemli Roswell imasını 1978 yılında "Baton Rouge"da bir talk-show'da konuk olarak katıldığında yaptı. Radyo istasyonun yönetmeni Friedman'a yanında çalışan bir arkadaşının eskiden bir uçan dairenin kalıntısı ile uğraştığını anlattı. Bu arkadaşın adı ise Jesse Marcel'di. Friedman'ın merakı uyanmıştı ve bu nedenle ertesi gün Marcel'i aradı. Eski binbaşı ordudan emekli olmuş ve Houma, Louisiana'da bir televizyon tamircisi olarak çalışıyordu. Friedman'a göre bu ilk konuşma çok büyük önem taşıyordu; Emekli Binbaşı Marcel, Friedman'a telefonda cismi ve parçalarını tarif etti. Böylece tecrübeli UFO araştırmacısına belki de yüzyılın en önemli keşfi olan bu olay hakkında ilk ipucunu verdi. Friedman, Marcel'le "National Enquirer" de bir röportajın yayınlanması için bütün bağlantılarını kullandı. Keşiften 32 yıl sonra Marcel bulduğu şeyler hakkında şunları söylüyordu; "Buna benzeyen bir şeyi daha önce hiç görmemiştim. Neleri topladığımızı hiç bilmiyorum, hala dünyaya ait olan bir şey olduğuna inanmıyorum. Dünyaya geldi ama dünyadan gelmedi." 1986 yılında ölene kadar Marcel daha hala bulduğu kalıntılar hakkındaki karışıklıkları açıklamaya çalışıyordu. Ama hiçbir zaman "uçan fincan tabağı" demedi ve hiçbir zaman bulduğu şeyin içinde veya yakınlarında bulunduğu söylenen vücutlardan bahsetmedi. Aynı zamanda da, kalıntıları ilk bulan adam olan Mac Brazel, kesinlikle uzaylıları ölü veya diri gördüğünü söylememişti.
Friedman işi büyütüyor; ''Fincan Promosyonu'' Roswell müze yöneticisi Walter Haunt
Müze Yöneticisi ve tanıklardan birisi olan "Walter Haunt"
Friedman ciddi kanıtlar içeren bölümü kendi ekledi. Düşen "uçan fincan tabağı" ve uzaylı yaklaşımı Vern ve Jean Maltais'in hediyeleriydiler. Bunlar bir Friedman konferansına katılmışlardı ve sonra Friedman'a eski arkadaşları Gradey Barnett tarafından anlatılan "uçan fincan tabağı" hikayesini anlatmışlardı. 1940'larda Soccoro, Yeni Meksika'da devlet mühendisi olarak çalışan Barnett orada uçan daire'nin kalıntılarını gördüğünü iddia etti. Maltais çifti bu düşüşün hangi yılda gerçekleştiğini hatırlayamıyordu ve Barney artık hiçbir şey anlatamazdı, çünkü uzun zaman önce ölmüştü. Ama Friedman'e Barnett'in böyle bir hikaye uyduramıyacağını, çünkü çok dürüst olduğuna inanıyordu. Yani büyük, uçan, geniş ve hatta parlayan bir cismin bin metre yüksekte uçtuğunu, anlatan bir hikayeyi uydurması mümkün değildi. Bu Friedman'a göre başlamış olduğu olayı araştırması için yeterli bir sebepti. Uçan daire, 1947 yılında koyun çiftliği üzerinde uçarken bir patlama olmuş, bazı parçalarını kaybetmiş ve ondan sonra kuzeybatıya doğru uçuşuna devam edip orada düşmüştü.Friedman bu bilgileri Charles Berlitz ve William Moore tarafından yazılan "The Roswell Incident-Rosvvell Olayı" adlı ilk Roswell kitabına da ekledi. 1980 yılında yayınlanan bu kitapla birlikte Roswell olayı yeni boyutlara ulaştı. Önce Friedman uçan dairenin koyun çiftliğinde bulunan kalıntılar bölgesinden çok daha uzakta olan bir bölgeye düştüğü tahminini yürüttü. Düşüş bölgesini Corona'da saptamıştı, yani Rosvvell'in 90 mil kuzey batısında. Brazel'in çiftliği iki şehir arasındaki çöl bölgesinde olduğu için aslında Roswell olayına "Corona Kazası" adı verilmesi gerekmektedir. Gerçekten de Friedman bu adı Don Berliner ile birlikte yazdığı, 1992'de yayınlanmış olan kitaba vermişti. Friedman Corona ile de yetinmeyecek, Meksika içersinden 150 mil batıya doğru ilerleyecekti. Orada San Augustin'in ovalarında ikinci bir "fincan tabağının" görüldüğü söyleniyordu. Burada, tam Socorro'nun arkasında Friedman, Barney Barnett'in uçağının düştüğünü tahmin ediyordu.
Kırlangıca Benzeyen uzaylılar mı var?
Friedman iki tarafın arasındaki ilişkiyi anlamakta güçlük çekmektedir ve çeşitli olasılıklar düşünmüştür; O bölgede bir kaç tane uçağın bulunduğuna inanılabilir. İkisi ortada çarpışmış olabilirler ve böylece kalıntılar, fincan tabakları ve cesetler geniş bir bölgeye dağılmış olabilir. Ya da bir tanesi Roswell/Corona üzerinde düşmüş olabilir, diğeri de Hava Kuvvetleri tarafından San Augustin üzerinde vurulmuş olabilir. Çölde bütün bunların olabilmesi için yeterince yer var. Friedman tesadüfen San Augustin ile ilgili tahminleri destekleyebilecek bir tanık bulmuştu. Bu tanık Gerald F. Anderson'du. 1947 yılında 5 yaşındaydı, "Unsolved Mysteries-Çözülemeyen Gizemler" adlı programda 1990 yılında Friedman'ı gördükten sonra Missouri'deki evinden doğru televizyonu aradı ve ailesiyle dağ gezisine gittiğinde Friedman'ın bahsettiği uçan daireyi ve kumsalda yatan uzaylı vücutları gördüğünü söyledi. Anderson daha sonra Friedman'e şunları anlatıyordu; "Doğrudan onlara doğru yöneldik, tekerlek izlerine benzeyen izler görünmekteydi. Nişasta türü bazı şeyler havada uçuyordu ve her tarafta ufak tefek ateşler yanıyordu. Tam o an kardeşim, kahretsin bunlar uzaylı, bir tip kırlangıca benziyorlar, dedi." Anderson'un çok canlı hatırlaması son ayrıntısına kadar anlatılanlara uyum sağlıyordu. Objelerin arasındaki mesafe tahminleri, babası, kardeşi, amcası Ted ve kuzeni Victor arasındaki konuşmalar yani hemen hemen her şey uymaktaydı. Anderson'un anlatıkları (bunlar Friedman'ın kitabında yaklaşık 6 sayfa dolduruyor) karşı çıkanları artık kırılma noktasına getirmekteydi. Anderson'a yalan testi yapıldı ve testi geçti. (Bu test UFO araştırmalarında mutlaka gerekli olan bir şey)
Roswell ufo animasyon Sahte günce yakalanıyor...
Friedman Anderson'un hatırladığı önemli şeyleri desteklemek için başka bir tanık arıyordu. Ama hiçbir zaman bulamadı. Böylece Anderson diğer Roswell araştırmacılarının saldırılarına karşı yalnız kaldı. Örneğin Kevin D. Randle ve Donald R. Schmitt Anderson'un hikayesini kötü bir duruma düşürüyorlardı. Bu iki adam "UFO Crash at Roswell-Roswell'de UFO Kazası" ve bunun devamı olan "The Truth About the UFO Crash at Roswell-Roswell UFO Kazasının Ardındaki Gerçek" adlı kitapların yazarlarıydılar. Bu ikinci kitapta kazanın tarihi 2 Temmuz'dan 4 Temmuz'a çevrilmişti. İkisi de bir bilim adamı ve hukukçu olan Anderson'un amcası tarafından 1947 yılında tutulmuş olan günlüğü araştırmak için çağrıldılar. Gerald Anderson'un hikayesini destekleyen bu yazılar, 1947 yılında iyi kaliteli bir kağıdın üzerine yazılmıştı. Ama kağıdın üstünde kullanılmış olan mürekkep 1974 yılından sonra üretilmişti. Randle ve Schmitt yeni kitaplarında muzafferane bir şekilde bu belgenin kesin Anderson'un amcası tarafından yazılmadığını iddia ettiler, çünkü 1974 yılından bir kaç yıl önce amcası ölmüştü. Çok iyi tanıkların zaman nedeniyle birdenbire kaybolmaları Roswell olayında devamlı tekrarlanıyor. Seneler geçtikçe kendilerini Rosvvell olayında gerçeği bulmak için adayanlar kendilerini daha büyük bir mücadeleyle karşı karşıya buluyorlar. Örneğin solmuş hafızalar ve zayıflayan kalpler gibi...
İki garip araştırmacı; biri billm-kurgu yazarı; öteki UFO'cu...
Randle/Schmitt ikilisi 1988 yılında Roswell olayını ellerine geçirmişlerdi. Onların umudu olayı bir hile olarak göstermekti. Şimdi, 6 yıl geçtikten ve 25 Roswell ziyaretinden sonra onlara şaşırtıcı gelen taleplere inanmaktadırlar. Randle'in konuşmalarında söylediği gibi "Hiçbir normal açıklama uymuyor". Roswell kalıntısı hakkında Randle şunları anlattı. "Eğer dünyaya ait bir şey çıkarsa çok üzülürüm ama kesin bir ispatı kabul ederim. Bildiğimiz kadarıyla hiçkimse kalıntıların orjinalini saklamadı" Randle Vietnam üzerinde uçmuş eski bir pilottur. Çoğu bilim kurgu ve macera olan 70 roman yazarak yazmaya yetenekli olduğunu göstermiştir. Aynı zamanda iki Roswell yazısı yazdı ve Roswell filmi için senaryoya yardımcı oldu. Şimdi bir de El Paso dışında "The Randle Report" adlı iki saatlik bir radyo programı yönetmektedir. Bu program paranormal konuların tamamıyla ilgilenmekte, yani reenkarnasyondan Bermuda Üçgeni'ne kadar. Randle'in yardımcı yazarı Wİsconsin'lı Schmitt zamanında UFO Araştırma Merkezi'nin (UFO olaylarının ilk bilimsel araştırma grubudur) kurucusu olan J. Ailen Hynek'in asistanıydı. Schmitt kendisini tıbbi bir tasvirci olarak görmektedir. Friedman gibi ne Randle ne de Schmitt bir UFO görmüşlerdi.
Bir başka sahtekar daha bulunuyor...
Gerald Anderson'u hilekar olarak tanımladıktan sonra Randle ve Schmitt tamamen kendi tanıklarına inanmaya başladılar. Bu tanıklardan bir tanesi Carlsbad'lı Jim Ragsdale'di. Onunla yaptıkları araştırma gezilerinin birisinde tanışmışlardı. Ragsdale, 2 Temmuz 1947 yılının gecesinde Trudy Truelove adlı bir kız arkadaşıyla birlikte kamp yaptıklarını anlatmıştı, o gece büyük bir obje gümbürdeyerek yere inmişti. Çift hemen yıkıntının yanına koşmuş, ortalığa yayılmış olan garip ışıkta onu bir uçan daire olarak tanımlamışlardı. Aynı zamanda yakınlarda uzaylı vücutlar gördüklerini de iddia etmişlerdi. Ragsdale'in anlatımına göre ertesi sabah oraya dönmüşler ama yaklaşamamışlardı, her yer askeri polisle doluydu ve bölgeyi kapatmışlardı. Bu senaryo "The Truth About the UFO Crash at Roswell"de yayınlandı. Yazıda Trudy Truelove'sun isminin bulunmaması garipti, insanları korumak için genelde yapılan bir isim değişikliği de yoktu. Onun yerine şunlar yazıyordu; "Jim Ragsdale tarafından anlatılan hîkaye Clint Brazeal, Wendelle, Willard Ragsdale, eşi Mary, kayınvalidesi gibi aile üyeleri tarafından desteklenmiştir" Randle, Ragsdale'in konuyu büyütmekle kendi tanıklığını inanılmaz duruma düşürdüğüne çok üzgündü. Geçen Ekim'de Pensacola'da yapılan UFO toplantısında Randle şunları açıkladı; "Ragsdale'in hikayesi çok heyecanlı çünkü sadece vücutları yerde görmekten bahsetmiyor, daha fazlasını anlatmakta. Anlattığına göre yanlarına gitmiş ve ölü uzaylıların başlarından kasklarını çıkarmış ve büyük siyah gözlerini görmüş. Bu tarifler uzaylılar hakkında bildiğimiz hiçbirşeye uymuyor. Bizim son duyduklarımıza göre Jim Carlsbad yakınlarında oturuyor, zaten oralıymış. Sinirli ve yaşlı bir adam."
Ve bu kez kaçık bir tanık... Roswell ufo attack
Bu arada Randle ve Schmitt'in yeni kitabına yeni kanıtlar getiren ve Ragsdale'in yerini dolduran başka bir tanık ortaya çıktı. İsmi Frank J. Kaufmann'dı ama kitapta "Steve Mac Kenzie" diye tanımlanmaktaydı. 1945 yılına kadar Kaufmann, Roswell'de askerlerle çalışmıştı. Yüksek mevkide olan bir subayla birlikte çöldeki keşif gezisi sırasında uçan daireyi gördüğünü iddia ediyordu. İsmi açıklanmadan ve yüzü gösterilmeden Kaufmann ilk kez 3 Nisan 1994'de bir televizyon programına çıktı ve orada ünlü "48 Hours" adlı programda Roswell olayını açıkladı. Gizemliiik yada çekingenlik, Kaufmann'ın özelliği; Hikayesini paket halinde taksit taksit anlatıyordu, yağlı boya ile yaptığı resimler arasında gördüğü uçan dairenin resmide vardı ve yuvarlak bir tabağa değil kanatsız bir uçağa benzediğini söylüyordu. Enkaz, kumlu bir tepenin üzerindeydi. Bozulmuş olmamasına rağmen yan tarafında bir patlama izi vardı ve Kaufmann kapıdan içeri baktığında vücutları görebilmişti. Söylediğine göre, hafızasından bunları silebilmek için elinden gelen herşeyi yapmıştı. Bir kaç yıl önce Randle ve Schmitt'in gelmelerine kadar bu sırrı saklamıştı ve birşey anlatana kadar da onları bir yıl bekletti. "Daha her şeyi bilmiyorlar, çok az anlattım, korkuyorum, ben gizli bir gruba mensuptum" diyordu.
Kaufmann'ın ait olduğu gizli grubun gerçekten var olup olmadığına dair bir kanıt yoktu ve Kaufmann herşeyi gizli tutmak için yemin ettiğini ve kendi kendilerini yok eden uzaylı vücutlar hakkında bir hikaye anlatığında tüm inandırıcılığını yitirdi. Hele Wernher Von Braun'a Rosvvell olaylarını anlattığını iddia edince ipin ucu iyice kaçmıştı, kısacası Kaufmann'ın aklı başında değildi, bir Roswell tanığı daha fos çıkıyordu. Bütün Roswell araştırmacılarının kendi tanıkları ile aralarında çok kuvvetli bağlar vardır ve bu bağlar yüzünden başka şahitler tanımazlar.Araştırmacıların başka şahitlere sataştıklarını bile duyuldu. Onlara "palyaço'' ve "yalancı" diye hitap ediyorlardı. Roswell araştırıcıları arasında çok büyük tartışmalar vardır; Fincan tabaklarının tarifi ve bulunan uzaylıların sayısı, durumları ve görüntüleri gibi... Belki de Randle'in yaptığı gibi çekişmeyi bir bilimsel tartışma olarak görmek lazım.
Ufo'ları reddeden ama araştırmak için kurulan örgüt
Onları hiç görmedikleri Brontosaurus'un kafa yapısını tartışan paleontologlar gibi görmek gerekir; Ama şunu da söylemek şart; Şiddet iki tarafında iddialarını kötü duruma düşürmekte. Herkes tarafından sevilen tek tanık vardı;1940'larda Roswell morgunda çalışan morg görevlisi Glenn Dennis. Dennis hiçbir zaman "uçan daire" gördüğünü iddia etmediği için hikayesi iyiydi; o kader dolu 4 Temmuz'u çok iyi hatırlamaktadır. O gün morgdaki nöbetçi memurdan sıradışı telefonlar gelmişti. Bir kişi çocuk kafalarına uyan kasketleri bulma imkanını olup olmadığını sormaktaydı. Bu konuda bütün tanıklar aynı fikirdeler, uzaylıların hepsi 10 yaşındaki çocukların büyüklüğündeymişler. Bir başka kişi ölmüş vücutların nasıl korunabileceğini öğrenmek istiyordu ve vücut sıvılarını (kan veya mide özleri) hangi sıvılarla tahnit edilebileceğini soruyordu. Çok daha şaşırtıcı olan askeri bir hemşireden aldığı telefondu; Doktorlar tarafından parçalanmış üç uzaylının otopsisinde bulunmaya zorlandığını anlatan hemşire birşey anlatmayacağına dair yemin etmişti ve Dennis'den hiçbir zaman onun adını vermeyeceğine dair söz almıştı.
Anahtar tanık kimdi?

Şimdi Roswell'de iki yıllık bir kurum olan "International UFO Museum and Research Center"da Yardımcı Müdür olan Dennis basına artık röportaj vermiyor. Bu günlerde sadece Yeni Meksika'lı Kari T. Pflock ile konuştu. Bu söyleşiyi de yayınlayacağız. Pflock eskiden CIA'de görevliydi. 1960'larda Washington'da yaşarken 1956 yılında kurulmuş olan NICAP'de (National Investigations Commitee on Aerial Phenomena-Gök Fenomenleri Ulusal Araştırma Komitesi) görev almış. Bu örgüt UFO araştırmaları için kurulmuş olan bir gruptu. Pflock Kongre'de çalışmış, 1985'den 1989'a kadar Savunma Bakanlığı Yardımcı Sekreteri olarak görevlendirilmişti. Çocukluğunda bir UFO gördükten sonra ömür boyu onlara bir ilgi duydu. Kongre üyesi Schiff'in Albuquerque bürosunda görevli olan Maria Martinek ile evlenmişti ve Schiff GAO'ya Roswell olayını araştırmalarını söyleyen adamdı. Pflock, özellikle Dennis'in tanıklığının Roswell olayı ile ilgili çözülmeyen sorunun cevabı için anahtar olduğuna inanıyor. Diğer tanıkların anlatıkları hakkında Pflock şunları anlatıyordu; "Kaufmann'ın söylediklerine ise yıllar geçtikçe birşey eklenmiştir. Nasıl insanlar buna inanabilirler? Ragsdale'e gelince; kız arkadaşıyla birlikte şiddetli bir fırtına sırasında yanan uçan daireyi gördüğünü iddia ediyor. O günün gazetelerine baktığımızda 4 Temmuz için verdikleri hava durumlarının hiçbirinde Roswell çevresinde fırtınayı gösteren hiçbir şey göremiyoruz."İyi de, hala saklanan bir şeyler var... Roswell ufo enkazı
Dennis'in tanıklığının anahtar noktası, uzaylıların otopsileri sırasında orada bulunan hemşire ile görüşmesi ve ertesi gün onunla yemeğe çıkmasıydı. Ondan sonra hemşire bir daha ortaya çıkmadı ve ortadan kayboldu. Roswell araştırmacıları beş hemşirenin daha kaybolduğunu, askeri belgelerin gizlilik amacıyla değiştirildiklerini veya yok edildiklerini iddia etmeyi sürdürüyorlar. Dennis ünlü hemşirenin ismini Pflock'a Naomi Maria Selff olarak vermişti. Ama Pflock bu isimde birini Hava Kuvvetleri belgelerinde bulamadı. Böyle biri 1947 yılında Roswell'de orduda çalışmamıştı ve hiçbir başka askeri kayıtta da yoktu. Pflock şunları yazıyor; "Aynı zamanda ailesinin yaşadığı yer hakkında da hiçbir belge bulamıyoruz. Aramaya devam ediyoruz ama şu an sanki hiçbir iz bırakmadan ortadan kaybolmuşa benziyor." Başka birşeyi de düşünmemiz lazım: Bulunmamasının başka bir nedeni de hiç bir zaman var olmaması olabilir. Ya da farklı bir ismi olabilir. Los Angeles'ta doğum mütehassısı olan Richard Neal hobi olarak UFO'larla ilgileniyordu ve Friedmann'dan 1990 yılında Naomi'nin ismini öğrendikten sonra peşindeydi. Dennis'le son görüşmesinde Neal'e Naomi'nin gerçek soyadı Selff olmadığını söyledi; Neal;" Tahminlerime göre Selff araştırmacıları yanlış yönlendirmek için kullanılan bir isim. Eğer bu gerçekten böyle ise oyun başarılı oldu" diyordu. Roswell'de bulunan parçaların ne olduğu uzun süre saklandı.Bu parçaların askeri bir hava balonuna ait olduğu savunuldu.General Roger M. Ramey hava balonunu gösterirken.

Roswell'in gerçeklik oranı % 0.05...
Dennis'in anlatıklarına göre ordu 41 Temmuz günü çok hareketliydi ve sıradışı birşeyin olduğunu fark etmişti. Dennis kapının önünde ordu ambulanslarını görmüştü, bir sürü eflatun renginde enkaz parçaları vardı ve MP'ler (ordu inzibatları) koşuşturuyorlardı. Ondan sonra hastahanenin içinden gürültüler duymaya başlamıştı. Oysa, Dennis'in 40 yıllık arkadaşı olan ve o gün masasında bulunduğunu söyleyen eski Halkla İlişkiler Müdürü Walter Haut sıradışı hiçbirşeyin olmadığını iddia ediyordu. Sadece o gün Albay Blanchard ona "uçan daireler" hakkında bir basın açıklaması yapmasını rica etmişti. Haut, Uluslararası UFO Müzesi ve Araştırma Merkezi'nde Başkan ve Dennis'de burada başkan yardımcısı. Roswell'de ana caddedeki adliyenin tam karşısında olan bu müze, kapılarını 1992 yılının Ekim ayında açtı. Roswell olayı sayesinde akın akın gelen turistlerin ilgisinden faydalanan ikinci kurum oldu. Şehir dışında bulunan ve kuruluşu altı ay daha eski olan "UFO Enigma" müzesi düşmüş olan "uçan daire"nin tabii büyüklüğünde ve ışıkları ile birlikte bir taklidini, kumda yatan uzaylıları ve inzibat üniformalı tüfek taşıyan bir mankeni göstermekte. Haut çok meşgul bir insan, televizyon ve radyo programlarına çıkmak, basına röportajlar vermek, yemek sonrası konuşmalar yapmak ve her öğleden sonra açık olup 50 bölgeden ve 54 yabancı ülkeden 44.000 kişiyi misafir etmiş olan bir müzeyi işletmek onun görevleri arasında. Bazen yöresel polisin gece memuru onu bir vatandaşın UFO gördüğünü iddia ettiğini haber vermek için uyandırıyor. Haunt UFO olaylarının %99.9'unun normal bir açıklama bulduğunu söylemekte; Geçenlerde genç bir polise gördüğü UFO'nun Sirius yıldızı olduğunu izah etmiş. "Peki acaba Roswell % 0.1 mi oluyor?" sorusu sorulunca Haut uzun bir süre duraklıyor, mantıklı denizci ve havacı kişiliği ile müze yöneticisi görevi arasında gidip geliyor. "Evet tahmin ediyorum, belki % 0.05" diye cevap veriyor.

Yürüyerek hastaneye giden uzaylı.. Roswell havaalanı
Rosswell'in 1947 yılındaki görünümü
Stanton Friedmann bu çok eski olayı bu kadar canlandırmasaydı ve bir de basın açıklaması olmasaydı, Roswell olayı da olmayacaktı. Basın açıklaması gazetelerde yer aldı ve Roswell olayında tanıkların açıklamalarından daha etkili oldu. Haut bunun farkında, çünkü hediyelik eşya dükkanında "Roswell Daily Record"'un 8 ve 9 Temmuz 1947 baskısının baş sayfasının fotokopileri satılıyor. Bütün müzenin tek gerçek kalıntıları onlar. Kitaplarda ve özel televizyonlarda Roswell'le ilgili programlara çıkan, Lydia Sleppy ve Frankie Rowe FBI ve Askeri Polis tarafından nasıl tehdit edildiklerini anlattılar. Sleppy yöresel radyo istasyonundan bir haber yayınlamaya çalışırken FBI yayını kesmiş ve Sleppy'e tamamlamamasını söylemişti. Sleppy söylenenleri yapmış ve Friedmann'nın onu seneler sonra bulmasına kadar hiç şikayet etmemişti. Rowe, kaza olayına Roswell itfayesinin diğer görevlileri ile birlikte babasını da çağırdıklarını anlatıyordu. Rowe'ye iki ceset torbası ve "uçan daireye" benzer birşeyin yanında çok ufak bir yaratık gördüğünü söylemişti. Rowe o yaratığın askeri hastaneye götürüldüğünü ve oraya kendiliğinden yürüdüğüne dair dedikodular da duymuştu. Randle ve Schmitt'e askerlerin evlerine geldiğini ve bu konu hakkında hiçkimse ile konuşmamalarını tembihlediklerini anlattı.

Roswell'in balonu da gizemli...
Randle ve Schmitt'in anlattıklarına göre, Bnb. Marcel herkesin daha iyi görmesi için kalıntıları General Ramey'nin bürosunda yere sermişti. Ondan kısa bir süre sonra Marcel ve Ramey odayı terk etmişlerdi. Basın fotoğrafçılarıyla odaya döndüklerinde garip madde kaybolmuş ve onun yerine parçalanmış bir hava balonu koyulmuştu. Ramey bu değiştirmeyi düzenlemekle suçlandı. Hava memuru olan lowery Newton'u çağırtıp hava balonunu hava balonu olarak tanımlamakla görevlendirende Ramey olmuştu. Ondan sonra gazetecilerin bütün sorularını cevaplandıranda Rameydi ve böylece Marcel'in birşey söylemesine imkan bırakmamıştı. San Antonio, Teksas'ta şunları anlatmakta; "Marcel'in beni odada devamlı takip ettiğini hatırlıyorum, bana tekrar tekrar "maddenin garipliğine bak" ve "üzerindeki garip işaretlere bak" diyordu. Bence bir hava balonuna bakmadığımıza inanıyordu. Yoksa beni bunun dünyadışı birşey olduğuna inandırmaya çalışmazdı ama benim tanımladığım bir hava balonuydu, Marcel balonu ve ek parçalarını tanıyamadı diye hiçbir zaman ayıplanmadı, çünkü onun meteorolojik aletlerle hiç işi yoktu. Bence ortada önemli birşey yoktu ve ben de bu nedenle işimin başına döndüm ve o kalıntıları unuttum. Hava Kuvvetleri'nin onayı ile bu örtbas etme programının bir parçası da ordunun balonla neyi ele geçirmek istediğini gizleme çabasıydı. 10 Temmuz 1947'de yani Roswell fincanının boşalmasından bir gün sonra uçan diskin bütün açıklaması "Alamogordo News"da çıktı. Roswell'deki yaygarayı gazetecilerce anlaşılır bir hale getiren bir basın açıklaması yapılmıştı. Ordunun koyun çiftliğine düştüğünü söylediği balonun ve aynalı radarın resmini gösterdiler ve aynı zamanda da ayrıntılı tarifini verdiler. Yazıda yayınlanan bu tarifin önemli noktaları Marcel'in ve çiftçi Brazel'in anlattıklarıyla uyum sağlıyordu. Balonlar kalay yaprağı ile kaplanmıştı ve tahta şeritlerle dimdik tutulan
üçgenler vardı. Marcel'in anlattığına göre bu tahta şeritlerin en uzunu 90-100 cm. kadardı. Yazıya göre aynaların çapı ise 120 cm'di. Kalıntıların olduğu bölgede Marcel gözenekli birşey bulduğunu ve çok hafif olduğunu söylemişti. Yazıya göre de aynalar da çok hafifti ve neoprenden yapılan sentetik lastik kullanılmıştı. Yazıya göre radar deneyleri için böyle cihazlar Alamogordo'dan ve bütün ülkeden fırlatılıyordu. Yani yazı öyle bir hava yaratıyordu ki, sanki bu cihazlar kedi yavrusu kadar sık bulunan birşeydiler. Ama gerçek şuydu; Hava Kuvvetleri'nin anlatmasına göre Roswell'deki gizli proje nedeniyle yapılıp düştüğü söylenen balon teçhizatı bize göre hiç de normal değildi.

Bu balon neyin balonu? Roswell dünya dışı yaşam formu
Bugünkü casus uyduların öncüsü 20.000 m. yüksekliğinde uçan 23 metereolojik balondan oluşmuş bir zincirdi. Bu zincir nükleer bomba deneylerini havadan doğrudan görebilmek için yapılan çalışmanın bir parçasıydı. Günümüzdeki Hava Kuvvetleri açıklamasında Proje Mogul'un en yüksek gizem sınıfında 1A sınıfında olduğu söylendi, bu (en gizli proje olan atom bombası deneyleri ile yani Manhattan Projesi ile aynı gizem noktasında olmak anlamına geliyordu. Proje Mogul yani casus balonlar 4 yıllık çalışmalardan sonra 1950'de kaldırılmasına rağmen "Çok Gizli" damgasını 1970'lerin başlangıcına kadar korudu, adı bile gizleniyordu. Socorro'daki New Mexico Madencilik ve Teknoloji Enstitüsü'ünoe çalışan ve aynı zamanda da New York Üniversitesinde bu projenin bir parçasında mühendis olarak çalışmış olan Charles B. Moore, üç sene öncesine kadar projenin adının Mogul olduğunu bilmediğini söylüyor ve şöyle diyordu; "Projenin ismi ne olursa olsun, var olma nedeni açıktı.' ABD'nin endişesi Sovyetlerin nükleer silahlar yapıp Amerika'ya karşı kullanmasıydı. Yani Japonya ile savaşı 8 günde bitiren silahın benzerini... Bu tehlikenin bilincinde olarak "Uzun Menzilli Algılama Araştırması" gelişirdiler, belki Proje Mogul olarak tanınan program buydu." Moore, Blanchard'in ve Ramey'nin >>>
hava balonu hakkında resmi açıklamalar yaptıklarında bu gizli program hakkında bilglileri olmadığına inanmakta. Belki açıklamalardan sonra öğrenmişlerdi. Moore şöyle diyordu; "Bir otobüs görürseniz ve ona otobüs derseniz bu doğrudur, beton taşımaya kullanılsa bile. "Moore'a göre Proje Mogul'un Roswell olayına neden olması, 4 Haziran 1947'de Alamogordo'dan havalanan deneme uçuşu yüzündendi. NYU yani balon grubu Bethlehem, PensyIvannia'dan, Almanya kıyısında bulunan Helgoland'daki bir patlamayı monitörle izlemeye çalışmışlardı. Ama çok şiddetli rüzgarlar balonun Pensylvannia'dan kalkışını engelleyince bilim adamları bu işi Alamogordo'dan yapmaya karar verdiler. Oradan balonu radar ile takip edeceklerdi. Takipte yardımcı olmaları için NYU grubu daha önce daha hiç kullanılmamış olan özel radar hedeflerini kullandı. Bu yeni hedeflerin ilginç özelliği de üzerinde değişik pembe mor bir çiçek deseni olan selobant ile takviye edilmesiydi. Alamogordo'dan uçurulan balon zinciri NYU'nun 4 No'lu uçuşuydu. Radar sinyalerine göre Alamogordo'dan 70 mil kuzey doğusunda Arabele, yani Yeni Meksika'da kaybolmuştu. 5 Haziran 1947'deki 5 No'lu uçuşta önceki gibi izlenmişti. Askeri kayıtlara göre uçuş 2000 m. yükseklikteydi ve Roswell'in 26 mil doğusuna inmişti. Selo bantın üzerindeki garip desenler UFO olduğu iddia edilen kalıntıların üzerindeki pastel renkli işaretleri de açıklamakta. İşte bunlar Marcel'in hieroglifleri olabilirler. Diğer tanıklar bu işaretleri "Çin yazısı, şeritler, bizim kullanmadığımız rakamlar, geometrik biçimler, yapraklar ve yuvarlaklar" diye tarif etmekteydiler. Proje Mogul ve Roswell olayının arasında ilk bağlantıyı kuran Pensylvannia'lı bağımsız araştırmacı Robert T. Ardmore olmuştu. Ardmore, her zaman UFO'lara inanırdı ve buluşundan sonraki 20 yılını UFO'culuğa ayırdı. Şöyle diyordu; "Mogul'u sonuç olarak kabul ediyorum ve Jesse Marcel'in hiç bir zaman bir radar hedefi görmediğine inanıyorum."

UFO efsanesinin nedeni olan gizemli balon...
Hava Kuvvetreri bunu ilk bulanın Ardmore olduğunu onaylıyor, ama Glenn Dennis'in sırdaşı olan Kari Pflock'un araştırma görevinde bağımsız şekilde Mogul/Roswell arasında aynı bağlantıyı kurduğunu da hatırlatıyorlar. Çiçekli selobant nereye düşerse düşsün, Pflock'a göre olayı bir arada tutan bağ Dennis'ti. Pflock'un ,senaryosuna göre düşen UFO ve içinde ölen Uzaylılar belki Mogul balonuyla çarpıştı, ya da bir çarpışmayı önlemeye çalışırken "uçan daire" kontrol edilemiyecek duruma geldi. Pflock şöyle devam ediyor; "Şartlar tam olarak ne olursa olsun, bir tür araç ile Charlie Moore'un hantal canavarları arasındaki bir çarpışma ikisini de düşürmüş olabilir" Başka türlü de izah edebiliriz; Mogul bütün Roswell olayının aydınlanmasına yetmiyor. Bundan söz etmeyen resmi açıklamalar da var. Neden tüm' yetkililer, aynı konuda fikir birliğine varılmış bir açıklamayı yapamamışlardı, bu insani bir zaaf mıydı?
Roswell feyk uzaylı
Bunlar bir kurgu ama yine de onlar var !?!
Yolunuz Roswell'e düşerse, yararlı bilgiler !
Bulunan kalıntıları araştırmalarıyla; destekleyen bir tarihçi olarak Yüzbaşı James Mc Andrew, bu konuda önemli bir uzman; Friedmann, Randle ve Schmitt'in bütün topladıklarından daha fazla bilgisi vardı. Mc Andrew, Kaufmann'ın St. Louis'de olduğunu söylediği belgelerin olmadığını söylüyordu. Mc Andrew'in kastettiği "National Personal Records Center-Ulusal Personel Kayıtları Merkezi" ydi. Eğer Kaufmann'ın söylediği belgeler yoksa bu demektir ki, ya 22 sene önce çıkan yangında hepsi yok olmuştu, yada Kaufmann hiç bir zaman orduda hizmet vermemişti. Aslında Kaufmann'ın üniforma giyip giymemesi hiç önemli değil. Önemli olan onun düşüş yeri olarak iddia ettiği yer Kaufman'ın oranın tek kişi tarafından ve uygun araba olmadan bulunayacağını söylemekte; Fakat, Roswell'deki her motelin ilan tahtasında bir bildiri asılı; üstünde ''Roswell yakınlarında bulunan 1947'deki UFO olayın yerine gezi düzenlendiği'' yazıyor. Pembe kağıt, uçan dairenin bir resmini gösteriyor ve rezervasyon veya bilgi için bir telefon numarası veriliyor. Birkaç sene sonra, yani Roswell olayının bilmem kaçıncı yıldönümünde trafiğin ne olacağını kimse bilemiyecek. Olay yerindeki tepe normalde çölden kafalarını yükseklere çıkaran dik tepelere benzemiyor çünkü hiç yükselmiyor görünüşte uçan dairenin uçuşunu engelleyecek kadar büyük değil. Sadece düşen bir cismin hızını kesebilir.
Olay yerine vardığınızda bir an bakıp duruyorsunuz. Roswell Efsanesi'ni bütün muhteşemliği ile hayal ettiğinizde tüyleriniz diken diken oluyor ve garip bir titreme hissediyorsunuz. Aslında buranın çöl bölgesinden hiçbir farkı yok, ne uçan dairenin kalıntılarından bir parça var, ne uzaylı vücutların yattığı yerde bir iz veya askerlerin yasak işaretlerinin birisi; hiçbirşey yok ama yine de heyecandan boğulur gibi oluyor kendinizi mutlu hissediyorsunuz ve İnsanlığın tüm zamanlarının en büyük olayının gölgesinin karşısında dahi olsanız, gizeme bu kadar yaklaştığınız için çok önemli bir konumda olduğunuzu düşünüyorsunuz. Bir yazarın romanının başlangıcında yazdığı gibi: "Bu olayın olmadığını bilsek bile yine de orada bir gerçek var".
Admin
Admin
Admin

Mesaj Sayısı : 474
Kayıt tarihi : 22/12/13

https://merakliyiz.yetkin-forum.com

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön

- Similar topics

 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz